Alışveriş Sonrası Ruh Halim
İnternetten alışveriş işine uzun süredir soğuk yaklaşıyorum. Kriterim şu: eğer ulaşabileceğim bir yerde o ürün satılıyorsa, internetten alma!. İki sene önce Tekzenin internet sitesinden kızıma masa alayım dedim resmen pişman oldum. Masa kırık geldi. İlk 6 ay bıkmadan usanmadan aradım, kayıt oluşturdum ama masa yok, gelmiyor. Halbuki mağazadan gidip görerek alabilirdim veya aynısı ikeada da vardı. Nitekim o dönem ikinci bebeğe hamileydim, eşim dedi ki boş ver, bunu cost of living say, sineye çek. Bir daha da arama! Ben de bu olaydan 70 liralık (masanın fiyatı buydu:)) yukarıda söylediğim kriteri çıkardım. İki senedir de uyguluyorum. Önce biraz bekliyorum o ürün ihtiyaç mı diye. Sonra etrafıma bakıyorum o ürün var mı, giderek dokunarak alayım diye. Yoksa internete bakıyorum ama sadece bir iki siteye, bilmediğim satıcılardan asla internetten alışveriş yapmıyorum. Hepsiburadadan sadece satıcısı hepsiburada olanları almaya çalışıyorum ama arada burda olmayan ürünleri küçük satıcılardan da aldığım oluyor.
Bu hafta eskiyen sandalyelerimiz için hepsiburadadan sandalye kılıfı sipariş ettim. Kılıflar geldi. Yine şanslı bir talihli olarak bir tanesi olduğu gibi dikişleri patlamış geldi. Dertsiz başıma aldım mı belayı! İade edeceğim ama yine Tekzen gibi paranın üstüne yatarlar mı diye düşünmeden edemiyorum. Paramla stres satın aldım yani. Zaten minimal hayattan sonra alışveriş yapmayı bir yük olarak görüyordum bir de böyle iade ve para alamama durumları iyice asabımı bozuyor.
Buraya sözüm olsun, çok çok elzem olmadıkça bilmediğim, görmediğim yerden yani internetten kalitesini bilmediğim hiçbir şey almayacağım.