Çocuklar Hasta Olunca Yapılması Gerekenler
Maalesef iyi çocuk doktoru bulmak çok zor. Artık çok fazla test yapıldığı için bu testleri de doktorların ezbere yorumladığını düşünüyorum. Analitik bir yorum yapmadan düz mantık şu değer yüksekse antibiyotik, bu değer yüksekse şu ilaç diye ezbere almışlar herşeyi.
İlaç sektörünün ne kadar büyük bir pazara ulaştığını düşündüğümüzde herşeyin parasal ve ezbere ilerlediğini söylemek mümkün. Yurtdışı görmüş doktorlar bazen bu düzene karşı çıkıyorlar ama herkes ezbere ve gereksiz ilaç kullanmayı alışkanlık haline getirdi bile. Ben herşeyin eski usul yapılmasından yanayım. Hemen testlere sarılan doktorları sevmiyorum, mümkün olduğunca da o doktorlardan uzak duruyorum. Testler çocuklara hatta küçücük bebeklere hemen ilaç vermek için bir temel oluşturmak için yapılıyor peki ya yazılan referans aralıkları yanlışsa? O zaman sağlam çocuğa bir sürü ilaç yazılmış oluyor.
İnternetten araştırınca Çocuk Doktoru Kadir Tuğcu'ya rastladım. Kendisi Amerika'da yaşıyormuş. Birkaç yazısını okudum. anneoluncaanladim.com sitesinde annelerin sorularına cevap veriyor. Kadir Tuğcu'nun cevaplarından hazırladığım notları buraya aktarıyorum. Bu kış bizde hastalıklar başladı bile... Artık ihtiyacım oldukça burdan bakarım.
Hastalıklar hakkında bilinmesi gerekenler
- Ateş vücudun kendini savunma mekanizmasıdır, çocuk rahatsız olmadıkça kaç derece olursa olsun ateşi düşürmeyin. Tuğcu, eğer tolore edebiliyorsa çocuktaki yüksek ateşe de müdahale edilmemesinden yana: “Bazı çocuklar 38 derecede bazıları da 40 derecede çok rahatsız olur. Eğer çocuk yüksek ateşi olduğu halde oynuyor ve normal hayatına devam ediyorsa müdahale etmemek gerek.” diyor.
- 3 yaşına kadar geçirilen ateşli hastalıkların; %90’i viral enfeksiyonlardır, antibiyotik verilmez, verilse de antibiyotikle iyileşmez. Ateşli çocuğun ağzında pis bir koku yoksa, dili kalın paslı değilse, hastalığı viral demektir, antibiyotiğe gerek yoktur.
- Gripal enfeksiyonlar, 2-3 hafta sürebilir; tedavileri yoktur, kendiliğinden geçerler. Ateşle beraber olmayan hiçbir öksürükte antibiyotik kullanmayın.
- Orta kulak iltihabı yapan yegane hastalıklar, viral olanlardır. Bakteriyel boğaz enfeksiyonları kulağa vurmazlar. Orta kulak iltihabında antibiyotik kullanmayın, İliadin pediatrik damla kullanın.
- Bebekler doğarken annelerinden aldıkları antikorlar nedeni ile ilk 1 sene antibiyotik gerektiren hastalıklara yakalanmazlar.
- Önce gribe antibiyotik verip, bağışıklığınız zayıflatılıyor, sonra “akciğerlere inmiş” deyip, alerji ve astım ilacı vererek hastalık kronik hale getiriliyor; sonra kortizonlu ilaçlarla; “sahte bir iyilik hali” yaratılarak ağzınıza bir parmak bal çalınıyor, ama grip virüsü vücuda yerleşiyor, ilaçlara ve doktora “bağımlı” hale geliyorsunuz.
- Çocuğunuzu aşırı “steril ortamda” yetiştirirseniz, her ateşlendiğinde antibiyotik verirseniz, çocuğunuzu allerjik hale getirirsiniz.
- Sonu; “-Cold” ile biten ilaçları ASLA kullanmayın.
- Küçük çocukların antikorları yeterli seviyelerde olmadığından, enfeksiyonlarla mücadele hep lenf bezleri ile olur. Bu sebeple, bu yaşlarda her çocuğun bademcik ve geniz etleri büyüktür. Zamanla; çocuklar enfeksiyonları geçirerek antikorları muayyen bir seviyeye ulaşınca, mikroplarla hep antikorlar mücadele etmeye başlar ve lenf bezlerine çok iş düşmez ve zamanla küçülürler.
- Zatürre 10 günden uzun sürmez, Tedavi edilmezse, 10 gün sonunda ya hasta yoktur, yada hastalık yoktur.
Hangi testler yaptırılmalı?
- Kan sayımı yaptırın, WBC düşük ise, gene antibiyotik gerekmiyor demektir.
- Hastanelere gidip kan tahlili yaptırdığınızda, yetişkin değerlerini dikkate alarak çocuğunuza teşhis koyup, antibiyotikler veriyorlar. Çocukların WBC (lökosit) değerleri yetişkinlerden farklıdır.
Aşağıdaki tabloya göre değerlendirme yapabilirsiniz. Mesela, 1 yaşındaki bir çocukta, WBC değeri 17’yi geçmeden antibiyotik verilemez.
0 – 3 gün : 9.0 – 35.0
1 – 2 hafta : 5.0 – 20.0
1 – 6 ay : 6.0 – 17.5
7 ay – 2 yaş : 5.5 – 17.0
2 – 5 yaş : 5.5 – 15.5
5 – 8 yaş : 5.0 – 14.5
13 – 18 yaş : 4.5 – 13.0
Yetişkin : 4.5 – 11.0
- Bazı doktorlar ise CRP değerine bakıp antibiyotik veriyorlar. Vücutta iltihap olduğunda kandaki CRP yükselir. Ama CRP yüksekliği iltihabın nerede olduğunu söylemez.
- CRP’nin 2 kullanım alanı vardır:1- Yetişkinlerde kardiyak (kalple ilgili) risklerde, (Kalp krizi, enfarktüs, iskemi gibi)… Bu durumda, referans değer: 0-5 dir.2- Enfeksiyonlarda, bu değerin çok üstüne çıkar. Enfeksiyon için kullanıyorsak, normal sınırlar: 40-200mg/L dir.Maalesef bu farkı bilmeyen laboratuvarlar, enfeksiyon referanslarını değil, kalp krizi geçirenlerdeki referans değerlerini yazdığında, çocuğun CRP değeri çok yükselmiş gibi görünüyor.Siz hiç çocuklarda “Enfarktüs” veya “Koroner Spazmı” gördünüz duydunuz mu? Çocuklarda daima enfeksiyondur.Bakılması gereken değer 40-200mg/L dir.CRP değeri, enfeksiyondan sonra da yüksek olmaya devam eder ve hiç de güvenilir bir gösterge değildir. Ayrıca, CRP pek çok farklı durumlarda da yükseldiği için, ben hiç kullanmam. CRP diş çürüğünde dahi yükselir. Ben WBC değerine, LYM ve GRAN oranlarına bakarım. Benim için önemli olan; “Kan sayımı” dır. WBC değeri, “yaşının referans değerlerine” uygunsa, CRP nin önemi olmaz.
Evde Neler Yapılmalı?
- Grip için burnuna serum fizyolojik ve gece yastığına “Cold-mix” damlatın yeter. Öksürük rahatsız ederse, “limonlu bal” verin. “Dünya Sağlık Teşkilatı’nın önerdiği üç şey var: Limonlu bal, zencefil ve karabiber. Bunlar öksürüğe iyi gelir ama öksürüğü oluşturan faktörü ortadan kaldırmaz. Burada hedef öksüren kişiyi rahatlatmaktır. Zaten bu maddeler balgamın çıkmasını ve öksürüğü kolaylaştırır. Bu yüzden ben hiçbir zaman öksürük şurubu yazmam. Eğer çocuk çok küçük değilse göğsüne vicks de sürebiliyoruz.
Bronşit/Bronşiolit/Zatürre Durumları
- Bronşiolit: Bronşiolit, nezlenin göğüse inmiş halidir. Daima viral orijinlidir. Virüslerin ciğerlere inmesi, yani mikrobik bir hadisedir. Daha ziyade RSV (Respiratuar Syncitial Virus) ve daha az sıklıkla da diğer virüslerle olan bir durumdur. Bunun da bir tedavisi yoktur, AMA kendiliğinden iyileşir. Bronşiolitte, alırken de, verirken de nefeste hırıltı vardır. Balgam sökücüler (Perebron) işe yarar. Bu hastalığı astım ilaçları ile tedavi etmeye kalktıklarında, hele bir de kortizonlu spreyleri verdiklerinde, virüslerin akciğer dokusuna iyice yerleşmelerine sebep olduklarından, kendi haline bırakılsa kısa sürede iyileşeceğine, kortizon etkisi ile bağışıklık baskılandığından, hiç iyileşme olmaz. Hele bir de, öksürüğü baskılayan, Actifed, Sudafed, Peditus, A-ferin gibi ilaçlar verildiğinde, zavallı çocukların muayyen aralarla hastanelere gidip, “Hava verilme” işlemine tabi olmaları kaçınılmazdır.
- Bronşit, Astım demektir, Allerjik yapıdadır. Akciğerlerin, geçirilen sık enfeksiyonlara karşı gösterdiği bir tepkidir. Akciğerler; mikroplar ciğerlere inmesin diye, bronşları daraltırlar. Bunun sonucunda, rahat nefes alınır fakat nefes vermek güçtür. Bricanyl; bronslari genisletir. Bricanyl, bronş spazmını giderdiğinden astim ve benzeri durumlarda yararlı olur. Gereksiz yere kullanildiginda, grip dahil, "Bütün enfeksiyonlarda" hastaligin akcigerlere inmesine sebep olur. EĞER buradaki solunum sıkıntısı,kriz şeklinde olup çocuğu yere yıkacak derecede olursa, astım ilaçları ile tedavi gerekir.
- Astım, bronşit, allerjik bronşit, spastik bronşit, (bronşit başlangıcı diye bir hastalık yoktur) hepsi aynı mekanizma ile oluşur ve tedavileri de aynıdır... Bricanyl hepsinede iyi gelir. Kortizonlu ilaçlardan evvel bu tip ilaçlar tercih edilmelidir.. Perebron, bunların hiçbirinde kullanılmaz. Enfeksiyonun (bakteri veya virüs) Akciğerlere inmesi durumunda tercih edilir. Her iki durumda da "balgam inceltici" diye kullanılan şurupların kullanılması zararlıdır. Astım durumlarında, zaten balgam yoktur, ayrıca bunların ham maddesi olan "N-Asetil Sistein" bronş spazmı yaptığından, hastalığı dahada ağırlaştırır...
- Astım, bronşit, allerjik bronşit, spastik bronşit, (bronşit başlangıcı diye bir hastalık yoktur) hepsi aynı mekanizma ile oluşur ve tedavileri de aynıdır... Bricanyl hepsinede iyi gelir. Kortizonlu ilaçlardan evvel bu tip ilaçlar tercih edilmelidir.. Perebron, bunların hiçbirinde kullanılmaz. Enfeksiyonun (bakteri veya virüs) Akciğerlere inmesi durumunda tercih edilir. Her iki durumda da "balgam inceltici" diye kullanılan şurupların kullanılması zararlıdır. Astım durumlarında, zaten balgam yoktur, ayrıca bunların ham maddesi olan "N-Asetil Sistein" bronş spazmı yaptığından, hastalığı dahada ağırlaştırır...Enfeksiyon durumlarında ise, incelmiş balgamın akciğerin alt kısımlara inmesi daha kolay olur. Tabiat boşuna balgamı koyulaştırmıyor, onun da bir vazifesi var.
- Doğru teşhis edildiğinde, hayat boyu sürecek olan bir hastalıktır. Mevcut tedavilerle, sadece nöbetler hafif atlatılır ve yeni çıkan; Montelucast ve Zafirlucast gibi ilaçlarla da nöbet araları uzatılır, ama ASLA tedavi edilemezler.
- Her iki durumda da “balgam inceltici” diye satılan N-Asetilsistein yapısındaki ilaçlar, “bronkospasm” yaptığı için her iki hastalığı da daha da ağırlaştırır.
- Öksürüğün ciğere inmesi her zaman kötü bir şey değildir. Kötü bir şey olması: Ciğere, neyin ve ne kadar indiğine bağlıdır. Virüslerde önemli değildir. Bakteriler inerse, ( bu duruma Zatürre denilir) o tehlikeli olabilir. Zatürre tedavi edilmezse, 10 gün sonunda; ya hasta yoktur, yada hastalık yoktur. 10 günden uzun sürmez.
Öksürük
- Cok gerekmedikce, öksürük ile uğrasmayın, sadece bunun için doktora gitmeyin.
- Öksürük şurubu kesinlikle kulanmayın... ÖKSÜRÜK; VUCUDUN SAVUNMASIDIR...
- Öksürük için bal ve limon verin. Sulandırılmış veya kaşıkla katı hali verilebilir.
- Bu ilaçları kullanmayın.
- Aşağıdaki şemalara göre ateş, öksürük ve döküntü durumlarını değerlendiriniz.



