Neden Minimalist Sade Hayatı Seçtim?
İki küçük bebekle hayat hiç de öyle kolay değil. Herşeye yetişmeye çalışırken tükenmeye başladığımı hissediyordum. Bir şeyler hep yarım kalıyordu. Koca bir gün çocuklarla o kadar hızlı geçiyordu ki ev ile hiçbir şey yapamıyordum.
Yapmaktan sıkıldığım işler omuzlarımda koca bir yüktü.
- Giymediğim tonlarca kıyafeti katlamak, giymediğim halde dağıldığı için tekrar katlamak...
- Çocukların sürekli kirlenen kıyafetlerinin sıkça yıkanması, kurutulması, katlanması, tekrar yıkanması, küçülenlerin ayıklanması, eskiyenlerin verilmesi, eskimeyenlerin küçük kardeş için seneye ayrılması...
- Aslında ihtiyacımın olmadığını sonradan farkettiğim bir sürü ürün için internet araştırması yapılması, para ödenmesi...
- Bir sürü oyuncağın toplanması, gruplandırılması...
- Sosyal medyada geçirilen gereksiz zaman kaybı...
Bunların ne kadarı ihtiyaçtı? Tamamı hayatımı daha da karmaşık hale getiriyordu. Üstelik bunlar için harcadığım emek, zaman ve para da cabasıydı...
İşte bu nokta hayatımı yeniden şekillendirmeye karar verdim çünkü ben artık hayatın içinde adeta kaybolmuş, robotlaşmıştım. Öncelikle kendime bazı ilkeler belirlemeye çalıştım.
1) Hayatımdaki öncelikleri ve amaçlarımı belirlemek. Hayatımdaki önceliğim hiç kuşkusuz ailem ve amacım ise ailemle birlikte mutlu olmak.
2) Hayatımda yer ve zaman kaplayan gereksiz eşya, insan ve duyguları çıkarmak. Benim mottom nicelik değil nitelik. hayatımdaki herşeyin az ama öz olmasından yanayım yani. Az ile yetinmek demeyeceğim çünkü az ile yetinmekte sanki bir mahrumiyet havası oluşuyor. Ben yeteri kadarını tüketmek diyeceğim yani hayatımda ihtiyaçlarım için yeteri kadar tüketim, bunlar için yeteri kadar zaman ve para harcayacağım. Burda amaç; kendime, aileme ve duygularımıza yeteri kadar yer ve özgürlük açmak. İhtiyacımızdan fazlasını hayatımıza yük yapmamak, bu yükten dolayı endişe, korku ve mutsuzluk yaşamamak. Kısacası şu an her 100 kadından en az 85-90 ını etkisi altına alan bilinçsiz tüketim çılgınlığından sıyrılmak, eşyalara sahip olmak için yaşamamak, yaşam akıp giderken bu eşyalar içinde kaybolmamak.
2) Hayatımda yer ve zaman kaplayan gereksiz eşya, insan ve duyguları çıkarmak. Benim mottom nicelik değil nitelik. hayatımdaki herşeyin az ama öz olmasından yanayım yani. Az ile yetinmek demeyeceğim çünkü az ile yetinmekte sanki bir mahrumiyet havası oluşuyor. Ben yeteri kadarını tüketmek diyeceğim yani hayatımda ihtiyaçlarım için yeteri kadar tüketim, bunlar için yeteri kadar zaman ve para harcayacağım. Burda amaç; kendime, aileme ve duygularımıza yeteri kadar yer ve özgürlük açmak. İhtiyacımızdan fazlasını hayatımıza yük yapmamak, bu yükten dolayı endişe, korku ve mutsuzluk yaşamamak. Kısacası şu an her 100 kadından en az 85-90 ını etkisi altına alan bilinçsiz tüketim çılgınlığından sıyrılmak, eşyalara sahip olmak için yaşamamak, yaşam akıp giderken bu eşyalar içinde kaybolmamak.
3) Anı yaşamak. Düne takılmadan geleceği düşünmeden sadece bu anı yaşamak!
4) Gerçek mutluluk ve özgürlüğe ulaşmak. Zaten bu amacımızdı ve sonucumuz da oldu:))
Aslında herşey bu kadar basit ve yalın. yeter ki ilkelerimize sıkı sıkıya bağlı bir şekilde hayatımızı yeniden şekillendirelim.