Çocukları Nasıl Bir Gelecek Bekliyor?
Hadi diyelim beyin radyasyondan kurtuldu. Peki ihmal edilme veya yeteri kadar ilgi görmeme travmasını nasıl atlatacak? Otizmde patlama var deniliyor ama olayın başlama noktası aslında anneye karşı duyulan "tepkisel bağlanma bozukluğu". Yani anne çocuğuyla yeterince oyun oynamadığı, onun gözlerine bakmadığı, ona ilgi göstermediği için çocuk anneden kopuyor, önce adını söylediğinde bakmıyor, sonra da göz teması kurmamaya başlıyor. Üstelik siz çocuk çok güzel çizgi film izliyor diye televizyonun, tabletin karşısına oturttuğunuzda teknoloji evladınızın celladı oluyor.
Tüm bu durumlardan kurtulan çocuklar ise benliklerinin derinliklerinde yeterince ilgi görememeden kaynaklı derin bir boşluk hissediyor olacak. Geleceğin hastalığı "güvensiz bağlanma" olacak. Her psikolojik rahatsızlığın ana temeli bu olacak. Sosyal iletişimi zayıf, analitik düşünemeyen, empati kuramayan, dil becerisi düşük, kendini ifade edemeyen, yaratıcılığı sıfır, mekanik çocukların nesli olacak bu nesil. Erken çocukluğunu eski usül yaşayanlar, yani süslü püslü plastik oyuncaklarla değil, karton kutudan kendi yaptığı fırınla oynayan, plastik meyve-sebze yerine yün ipten makarna yapan çocuklar her zaman bir adım önde olup o mekanik güruhu yönlendirecek. Bu konuda biz annelere çok iş düşüyor, ya çocuklarımızın bahtını kendi ellerimizle yapacağız ya da yine kendi ellerimizle onları bu teknoloji celladına teslim edeceğiz.
Siz sosyal medyada zamanın ne kadar hızlı aktığını bilmeden çocuklar elinizden akıp gidiyor. Son pişmanlık fayda etmez. Ben hep bu fikirle zaman öldürücü tüm işleri basite ve akılcı bir sistematiğe indirgeyerek minimalist hayatı seçtim. Tüm annelere tavsiye ederim.